• hepimizin malumudur efendim, şehirler arası otobüs yolculuklarında uyumak bir eziyettir. insan birazcık sızıverse bile az sonra korkunç bir boyun ağrısıyla uyanır. bunu önlemenin tek yolu otogar çevrelerinde satılan ense yastıklarından almak, veyahut havludan tişörtten bilmemneyden ense yastığı yapmaktır. illaki bir ense yastığına ihtiyaç duymamızın tek müsebbibi ise şehirler arası otobüslerin hatalı koltuk tasarımlarıdır.

    efendim, boyun neden ağrımaktadır? dikkat edilecek olursa, dik oturup kafayı geriye yaslayarak uykunun gevşekliğine girdiğimizde, kafamızı artık dik tutamadığımız, kafamızın, arkada yaslandığı zemin üzerinde hafifçe aşağıya yuvarlandığı ve boynumuz üzerinde olağan dışı bir açıdan, kaslarımızla karşı koyamadığımız bir basınç oluşturduğu görülecektir. işte ense yastığı, geriye yaslandıımızda ense boşluğunu doldurarak kafanın aşağı yuvarlanmasını engellemeye yaramaktadır.

    pekii, madem ki böyle bir bilgi mevcut, her sike çeşitli kavisler vererek ergonomik yapmaya çalışan sevgili tasarımcılar neden şehirler arası koltuklara bir ense çıkıtısı eklememişler?.. eklemez olurlar mı efendim, eklemişler, hani o koltukların ensemize denk gelen değil de kafamızın üzerinden geçen üstteki öne doğru çıkıntısı var ya, işte onu eklemişler. ama o çıkıntıyı oraya değil de göte ekleselerdi bundan çok daha keyifli yolculuklar yapıyor olurduk. zira sevgili tasarımcılarımız, o çıkıntının enseye isabet edememesine neden olan üç büyük hata içerisindedirler.

    birincisi kültürel hatadır efendim. eğer o koltuğa tam olarak dik oturacak olursanız, o çıkıntının ense boşluğunuzun onbeş santım kadar yukarısında kaldığını göreceksiniz. ancak uzunca boylu olanlar biraz uğraşarak o çıkıntıyı enselerine yerleştirebilirler. demek ki tasarımcılar bizim ortalamamızın onbeş yirmi santim üzerindeki bir ortalamaya göre bu tasarımı yapmışlardır. neden? çünkü avrupa insanının boy ortalaması bu şekildedir. bu otobüsler avrupalı insanlara göre tasarlanmış, ve malesef bize olduğu gibi satılmıştır. kimse türk insanını boy ortalamasına göre bir tasarım yapmayı düşünmemiştir. tabi bu bizzat tasarımcının hatası değil, satan, alan ve kullananın ortak hatası, ama konumuz tasarım, kıllı yünlü mevzulara girmeyelim.

    efendim, ikinci vahim hata ise sevgili tasarımcılarımızın ergonomi üzerine kafa yorarken düşündükleri insanın, şu tahtadan anatomi bebeğine benzeyen, kukla bir insan olması, idealize davranışlar sergilemesidir. tasarlanan koltuk üzerinde oturan bir insan düşünülmektedir, oturan bu insanın ense yüksekliği hesaplanmaktadır. evet, bu insan oturmaktadır, ama dimdik oturmaktadır. adam yirmi saatlik yolculuk boyunca dimdik oturmaktadır, ağzından salyalar akarak uyumaktayken dimdik oturmaktadır. hiç şööyle bi götümü öne alıp dizleri ön koltuğa yaslıyayım dememektedir. işte sevgili tasarımcılarımız koltukları malesef hepsi askeri düzende, gayet nizami oturan kırk tane avrupalı adam için tasarlamaktadırlar.

    üçüncü vahim hataya gelecek olursak, bu hata cinsiyetçi hatadır efendim. iki saattir "oturan adam", "avrupalı adam" filan deyip duruyorum, kimse kalkıp "abi o yolcuların yarısı kadındır" demiyor. ne yalan söyliyeyim, bir erkek olarak, oturan kişi tahayyül ettiğimde kafamda oluşan görüntü erkektir, ve bu olağandır. ancak ben koltuğu tasarlayan tasarımcı değilim, tasarımcının böyle düşünmesi ise olağan değildir, hatadır. malumunuzdur ki kadınların boy ortalaması erkeklerden kısadır. ben şahsen ensemi o çıkıntıya çok az yaklaştırabiliyorken bir türk kadınının, en dik oturuşunda bile en fazla tepesine değen bu çıkıntıya bir anlam verebilmesi, onun aslında ense çıkıntısı olduğunu düşünebilmesi mümkün müdür? nizami ve dimdik oturan avrupalı erkeğin ensesine oturan bu çıkıntı nizami ve dik oturan avrupalı kadının neresine gelmektedir? malesef ensesine gelememektedir.

    şehirler arası yolculukların selameti ve yolcuların memnuniyeti için üreticilerin, tasarımcıların, alıcı ve satıcıların, uygulayıcıların ve de kullanıcıların bir an önce kendilerine çeki düzen vermeleri, şehirler arası otobüs koltuklarını, kullanıldıkları coğrafyaya uygun, kadın erkek bütün yayvan oturup salya akıtarak uyuyan kullanıcıları rahat ettirecek hale getirmeleri gerekmektedir.
  • koltuk tasarımlarının doğru çalışan bir yanı vardır oda oturup arkanıza yaslanabilmenizdir ondan gayri herşey maksimum düzeyde rahatsız edicidir
  • ense icin yapilmadigi iddia edilen koltuk ba$liklarinin bir kazada boyun kirilmasini nasil engelledigi ise mechuldur. akla gelen ilk senaryoda 90km/s hizla bir duvara girince yolcunun kendisinden beklenen ilk hareketi 90km/s hizla kafasini on koltuktaki koli bandiyla bantlanmi$ kultablasina carpmaktir.

    bu noktada kafasi kultablasiyla bir butun olmak suretiyle parcalanan hayatini kayebtmekle me$gul yolcumuzu bir an kendi haline birakalim ve o koltuk ba$inin hangi mantikla boyun kirilmasini engelleyebilecegini du$unelim. biraz du$ununce akla tek bir ihtimal geliyor ki o da "kafayi onde tutunca boynun kirilmayacagi"ni du$unmek. yani kafanin geri yatik durmasini engellemek. bindokuzyuzseksendort'un bahsettigi gibi otobusu nizami hazirolda her an olabilecek bir kazaya kar$i hazirlikli uyanik 49 avrupaliyla doldurdugumuzu farzetsek bile o kafanin ivmelenmeye bir kac santim geriden ba$lamasinin bir boyun kirilma ihtimalini nasil arttirdigi mechuldur. zira bilindigi uzere otobuse oturdugumuzda kolumuzu kenardaki kolluklara baglayan kelepceler veya boynumuza takili bir urgan yoktur. haliyle fizik kurallari geregi ani bir frende one dogru hareket sadece kafamiz degil butun vucudumuz tarafindan topluca gercekle$tirilen bir eylem olmaktadir. dolayisiyla kafamiz biraz geriye dogru yatmi$ da olsa, on koltuga dayali da olsa carpma aninda bedenimizin sergileyecegi davrani$ "hoeeeeeeeeeehh!" diye one firlamaktan fazlasi olmamaktadir.

    bu sebepten enseyi bo$lukta birakip yolculuk sonrasi boyun agrilariyla inmemizi guvenlik sebeplerine baglayanlari da tebrik etmekten otesini yapamiyoruz.
  • uzun boylu biri olarak tecrübe ile sabittir ki hangi marka ve model otobüse binerseniz binin illa ki en azından boyun ağrısı kaçınılmazdır. yolcu otobüslerinin eski ve dandik olduğu yıllarda koltuklar neredeyse bir tahta kadar dik imal edilir ve üzerinde fazlaca bir eğim bulunmazdı. bunun sonucu olarak ise gece yolculuk eden kimseler mutlaka bel ve boyun ağrısına maruz kaldıkları gibi, düz koltukları arkaya yatıran kimseler sebebiyle ayaklar da oldukça fazla eziyete maruz kalırdı. bu koltuk tasarımını ilk değiştiren firma mercedes olup, mercedes o403 modelinde ilk kez koltuklara eğim verilmiş ve insanların bel boşlukları doldurularak nispeten bir rahatlama sağlanmıştır. ayrıca bu eğim sayesinde ve koltuğun arka tarafının inceltilmesiyle, koltuğun arkaya yatırılması halinde ortaya çıkan darlık en aza indirilmiş ve bu sebeple pek çok kişi ismi ile bu otobüsü arar olmuştur.

    ancak yeni modellerde ne yapılırsa yapılsın, boyun ağrısını ortadan kaldıracak bir tasarım henüz ortaya çıkmamıştır. insanoğlu uykuya daldığında, kafa kendiliğinden önde düşmekte ve bu durum katlanılması mümkün olmayan bir hal yaratmaktadır. kafa arkaya yaslandığında ise boyun çukurunun desteklenmemesi yüzünden kaslar baskıya maruz kalmaktadır. bu yüzden kafa mutlaka yana veyahut arkaya, sağlam bir yere yaslanmalıdır. işte bu yüzdendir ki yanda oturan yolcunun omuzu ile neoplanlar'daki koltuk aralarındaki direk?! rahatlık yaratmaktadır. nilüfer turizmde ise yastık dağıtılmakta ve hayır duası alınmaktadır.
  • boyu 170 cm üzerindeki (bu durumda kısa boylu "beyleri" de dahil ediyoruz) herkes için boyun kısmı kadar bel kısmı da rahatsız edici şekilde tasarlanmıştır (mercedes o403) . bu nedenle ben belimle koltuk arasını doldurmak için gerekli bir eşofman veya montu boyun için gerekenlere göre daha bir öncelikle temin ederim. insanın (kısa boylu, cam kenarı) ayağını biraz yukarı koyarak azıcık daha yatay yolculuk etmesini sağlayabilecek kalorifer üst yüzeyi ise bunu engellemek için eğimli imal edilmiştir. oysa yeni man'larda bunu sağlayacak pedal türü (kullanılmadığında koltuğa yapışık duran) ayaklıklar mevcuttur ve harikadır.
  • türkiye ve avrupa'da o kadar muzdarip olduğumuz bir durummuş ki; vaktiyle abd'de 8 saatlik bir otobüs yolculuğunda "ulan amerikanın otobüsleri bile rahat" diye serzenişte bulunmamıza neden olmuştur...
  • en onemli ibneliklerden birinin de diz mesafesi hususunda ya$andigi tasarimsizlik. hadi bir arabaya 48 ki$i sigdiracaksin, ticari kaygin var, anladik. bari arabayi 1-1,5 metre uzun 15-20 cm geni$ yap yahu. olmuyor, rahat olmuyor. ozellikle irice arkada$lar icin. yapili olmasan da uyumak ayagina biraz geri kaykilinca vucud kendini one iter. dizler rahatsiz edici bir basincla on koltuga dayanirsa da rahat olunamaz. ver bana 15 cm daha diz mesafesi, 10 cm daha geni$let koltugu, icine gomulecek $ekilde yap. alo duyuyon mu? amina koduum mercedes muhendisi....
    (bkz: otobus yolcularinin dizlerindeki dama tahtasi)
  • otobüsleri rahatsız yapan en önemli unsur yer kıtlığı. trene ya da gemiye bindiğimizde hiç bir tarafımız tutuluyor mu? hem kalça uyuşup, boyun tutulunca ayağa kalkıp iki tur atma şansımız da var. zaten otobüsler öyle jet gibi de değiller, gayet uzun sürede ulaştırıyorlar bizi gideceğimiz yere. yurdumuzun üç tarafı denizlerle kaplı, her tarafı demiryolu ağları ile örülü; ama biz gene de o daracık otobüslere binmek zorunda kalıyoruz çaresizlikten.
  • ekşi sözlükteki konuyla ilgili eleştirileri mercedes benz'e e-mail olarak gönderdiğimde aldığım cevap aşağıdadır:

    sayin ........ .......,

    otobüs detaylarına olan yakın ilginiz ve ikazlarınızdan dolayı teşekkür ederiz.

    üretici açısından konunun açıklanması amacıyla firmamızca göz önünde bulundurulan dizayn kriterlerinden bazılarını sizinle paylaşmak isteriz. mercedes-benz türk a.ş. evobus çatısı altında yer alan üç büyük üreticiden biridir. evobus mercedes-benz ve setra markalarının bünyesinde bulundurmakta olup 8500 adetlik yıllık üretim ile dünyanın en büyük üretici gruplarından biridir. bu araçlardan 2 200 adedi türkiye de mbt bünyesinde üretilmekte olup türkiye dışında toplam 69 ülkeye ihrac edilmektedir. ürün yelpazesinde toplu taşıma otobüslerinden lüks seyahat otobüslerine kadar çeşitli uzunluk ve yüksekliklerde, ülke şartları ve müşteri isteklerine göre farklılaşan çok sayıda ürün bulunmaktadır.

    mbt de dahil evobus genelinde üretilmekte olan tüm seyahat otobüslerinde evobus tasarımcıları tarafından geliştirilmiş ms (modüler sistem) ailesi koltuklar kullanılmaktadır. adından da anlaşılacağı gibi ortak bir platforma sahip olan ms koltuklar belli parçaları değiştirilerek çeşitli uygulamalarda (okul otobüsü, banliyö otobüsü, turizm otobüsü, uzun mesafe seyahat otobüsü gibi) kullanılmaktadır. ayrıca daha fazla konfor ve prestij talep eden müşteriler için elyaf takviyeli farklı dikim detaylarına sahip opsiyonlar bulunmaktadır. otobüsün soluna 2 sıra, sağına tek sıra olarak uygulanan geniş minder ve arkalığı olan tip ise ms grubunun en lüks üyesidir.

    evobus kendi koltuk tasarımını ve üretiminin tamamını yapan (toplu taşım araçları hariç) avrupa'daki tek otobüs üreticisidir. otobüs sanayiinde otomobil veya kamyon imalatı ile kıyaslandığında adetler çok düşük olduğu için özel detay yatırımları maliyetler üzerinde büyük baskı oluşturmaktadır. türkiye'deki üreticiler de koltuk yatırımı yapmamakta ve branşlaşmış yan sanayi firmalarının (kiel, grammer gibi) standart ürünlerini kullanmaktadır.

    koltukların dizaynında esas alınacak insan ölçüleri normal olarak farklılık gösterdiği için burada kanunlarla belirtilen norm adam ölçüleri esas alınmaktadır. avrupa da ece-r normlarıyla ve türkiye'de aitm ve martoy yönetmelikleri ile belirlenen norm adam ölçüleri birbirinin aynısıdır. kaldı ki avrupa'da da insanların boy ve kilo ortalamaları ülkelere göre farklılık arz etmektedir. her ülke ortalamasına göre koltuk yatırımı yapılması ise maliyetleri karşılanamaz şekilde yükseltecektir. tasarımcılarımız mümkün olduğunca global bir çözüme ulaşmak adına koltukların oturma ve dayanma kısımlarını imkanlar ölçüsünde geniş dizayn etmeye ve çok keskin detaylardan (bel ve ense çıkıntısı gibi) kaçınmaya çalışmaktadır. vücut doğal şeklini kendi şekline uydurmayacak şekilde
    ortopedik çökmeyen süngerler kullanılmaktadır.

    türkiye pazarına teslim edilmekte olan 12 m uzunluğunda araçlarda 46 adet yolcu koltuğu bulunmakta olup kullanılan koltuklar ms koltuk ailesinin bu
    koltuk adedi ile uygulanabilecek en lüks modelidir. batı avrupa için üretilen araçlar 51 veya 55 koltuklu olup, koltuk arkalığı 25 derece yatabiliyorken bu değer yerli araçlarda 35 derecedir. ayrıca batı avrupa araçlarında kısa tip minder kullanılmaktadır. buna rağmen koltuk ve diz mesafesi dahil bir yolcuya sağlanan alan mercedes otobüslerde maksimum olmakla birliktr 0,41 m2'dir. bu değer uçakların ekonomi sınıfı bölümünde daha düşüktür. bu belirtilen alan içinde hiç kalkmadan 3 - 4 saat, toplamda 20 saat süren yolculuk sırasında % 100 konforunun sağlanması ve bunun yolcuların tamamı için geçerli olması hususunu değerli takdirlerinize bırakıyoruz.

    daha az sayıda koltuk içeren özel uygulamalar opsiyon olarak müşterilerimize sunulmaktadır. ancak türkiye ekonomik şartları ve rekabet ortamı sebebiyle taşımacılık ücretlerinin aşırı düşük olması şehirler arası taşımacılık yapan otobüs firmalarının bu tür uygulamalara yönelmesine imkan vermemektedir.

    cevapların sizi kısmen de olsa tatmin ettiğini umar, iyi gunler dileriz.
  • belediye otobüslerinde de karşılaşılan problemdir. bir diz kaç arşındır bilmeyen veyahut bilip de tasarlarken gözönünde bulundurmayan mühendisler vakidir. o diplomaları yırtıp lokma lokma yedirmek, üstüne de gres yağı içirmek gerekir ki, sayın tasarımcı hazmetsin, gaz yapmasın.
hesabın var mı? giriş yap